Viking-Kürt ilişkileri / Şoreş Reşî

Vikingleri duymuşsunuzdur; Avrupa’nın kuzeyi veya İskandinavya olarak adlandırılan ülkelerde yaşayan İsveçli, Norveçli, Danimarkalı ve İzlandalıların atalarına verilen isimdir.

 

Norveç ve İsveç’in kuzeyinde yaşayan Samları bunun dışında tutmak gerekir, onlar ayrı bir ulus. Vikinglerin kendilerine ait çok ilginç kültürleri var; kendilerine has alfabeleri (Run), dinleri ve çok keskin kuralları olan sosyal yaşamları varmış. Denizci bir halk olmaları ve kuzey Avrupa da geç eriyen buzullar nedeniyle tarım ve hayvancılığın gelişmemiş olması, yaşamlarını diğer ülkelerin talanı üzerine kurmak zorunda bıraktırmıştır.

 

Bu durum, onların savaşçı ve güçlü olmalarını gerektirmiş; zayıf, sakat ve hasta çocuklarını öldürerek, kendi ayakları üzerinde durabilecek bir nesil yaratmasına sebep olmuştur. Dünyada yaptıkları fetihler bu konuda başarılı olduklarının göstergesi. Şimdiye kadar Vikingleri anlatan çok sayıda film ve dizi yapıldı; son yılların en popüleri ‘The Viking’ isimli olanıdır.

 

Dizide Vikinglere ait bütün kültür özellikleri başarılı bir şekilde işlenmiştir.

 

Viking talanları dünyanın dört bir yanına yayılmıştır. Bazı görüşlere göre Amerika kıtasını ilk keşfedenlerdir ama bu hala ispatlanmış değil. Bunun dışında İngiltere’den Çin’e, Stockholm’den Bağdat’a ve Afrika kıtasına kadar bir talan dalgası yaşatmışlardır. Bunun en ünlü aracı da pratik ve hafif olan botlarıdır. İşte bu talan ve saldırının bir kolu da Kürdistan’a yapılmıştır.

 

Tarihçiler 700’den 1100 yılına kadar olan zaman süreci içerisinde çeşitli saldırıların olduğunu açıklar. The Viking dizisinin bu bölümünü de çok merak ettiğimi ve konu ile ilgili çok sayıda tarihi belgenin de olduğunu belirtmeliyim. Bu konu üzerine derin araştırmalar yapan Prof. Gunilla Larsson, Kürtler ile Vikinglerin ilk defa 700 yıllarında Gilan’da karşılaştığını söylüyor.

 

Vikingler oradan Bağdat’a saldırınca Kürtler ile karşılaşmış.

 

Stockholm’un Gripsholm mıntıkasında Vikinglerden kalma bir taşın üzerinde, Run alfabesi ile yazılmış şöyle bir yazı var: “Onlar, altın almak, kartallara yem vermek için Şark Ülkesinin güneyine gittiler ve orada öldüler.”

 

Bu belgenin bize verdiği ilk önemli bilgi altın için gitmiş olmaları; yani Şark Ülkesinin zengin ve altına sahip olduğu. İkincisi, ordakileri öldürerek kartallara yem olarak bırakmaları ve üçüncüsü de o toprağı Şark Ülkesi olarak adlandırmaları. Bu ülke ile anlatılmak istenilen Kürt Şadi Devleti (951-1199)’dir. Bugünkü Azerbeycan’da, Gürcistan ve Ermenistan ile sınır olan güçlü Şadi devleti. Bizans kayıtları ’Saracener’- Müslüman Ülkesi olarak adlandırır. İbn Khordadbeha da 840 yılında yazdığı ’Kirab al Masalık Wa L- Mamalık’ kitabında ’Saka Ülkesi’ olarak bahseder. Vikinglerin Şark Ülkesi olarak adlandırmasının nedeni, o günün literatürüne göre, Arapların Antalya ile Gürcistan hatının doğusunu şark, yani doğu olarak adlandırmasından kaynaklanıyor. Kelimeyi Araplardan ödünç aldıkları için bu ismi kullanmışlardır. Doğru isimlendirmesi Arran’dır; yani ateşlerin ülkesi…

 

İşte bu savaşçı Vikingler; Don, Volga (As-Sakalıba) ve Dinyeper nehirleri vasıtasıyla Karadeniz ve Hazar Denizlerine inerek, oradan Şadi devletine saldırırmış. Atsız asker/sivil ve erkekleri öldürürken, kadın ve çocukları esir alarak pazarlarda satar ve ellerine geçirdikleri altın, gümüş ve diğer değerli eşyaları ile beraber ülkelerine dönermiş. Bazı kayıtlarda Vikingler ile Ruslar karıştırılır, Rus ismi yazılır ama doğrusu Vikinglerdir.

 

987 yılından kalma bazı kayıtlarda, Vikinglerin Derbend mirinin yanında çalıştığı görülür. Aynı şeyi daha sonra Osmanlı imparatorluğu döneminde, İstanbul’da padişahın paralı askerleri arasında olduğu bilinir. Tarihi kayıtlara göre 1030-33 ve 1041 yıllarında Vikingler tekrar Berda’nın üzerine giderler ama son hücum onlar için felaket ile sonuçlanır. Çünkü belki ilk defa gördükleri meyveden çok yedikleri için çoğu zehirlenerek ölür.

 

Talandan dönen Vikinglerin kendileri ile beraber götürdükleri altın ve gümüş sikkeler, bilezik, kolye, kılıç, gerdanlık vs gibi değerli para ve madenler 1936 yılında Gotlan adasında bulunur. Parkta oynayan Emil Höggren ve Tage Larsson isimli çocukların tesadüfen bulduğu sikkelerin 708/9 ve 910/11 tarihleri arasında basıldığı ve Mervani Kürt Devletine ait olduğu tespit edildi. Mervani ve Şadiler arasında sıcak ilişkilerin olduğu, birbirlerine kız alıp verdiklerini biliyoruz. Kürtlere ait olan bu 2685 tane gümüş sikke, günümüzde Stockholm merkezindeki ”Kungliga Myntkabinettet” yani Kraliyet Sikke Müzesi’nde sergilendiğini belirtmekte fayda vardır.

 

Paraların sergilendiği müze duvarındaki haritanın üzerinde Şark Ülkesi yazar. Bunu Şadi Ülkesi olarak değiştirtmemek de bizim eksikliğimiz olsun!

Yazı daha önce Yeni Özgür Politika’da yayınlandı.