PKK lideri sayın Abdullah Öcalan’ın kendisinden uzun süredir beklenen açıklaması nihayet dün kalabalık bir halk topluluğunun ve kalabalık bir basın mensubunun katıldığı bir törenle açıklanmış oldu. Bu dönem artık; Türkiye ve Ortadoğu bağlamında gelişen ve de muhtemelen gelişecek olaylara yanı sıra, Kürt sorunu konusunda da bundan sonra izlenecek siyaset kapısını da aralayabilecek bir gelişme olur diyebiliriz.
Öcalan’ın, PKK’nin silah bırakması ve kendini feshetmesi yönündeki çağrısını yaparken topu Türkiye hükümetine atmış bulunmakta. Bu konuda Türkiyenin bir hazırlığı var mı, bu çağrıya karşı uygulayacak uyum yasalarını çıkarabilecek mi, bunu yapabilecek bir güce sahip mi, bu artık Türkiye ve onu yönetenlerin sorunudur?
Öcalan’ın dünkü açıklamasıyla; devleti temsil eden kanatla arka tarafta çok sıkı bir pazarlığın yapıldığı kuşku götürmez bir gerçekliktir. Lafın tamamı söylenmez ama satır aralarını anlayan anlar. Arka tarafta Kürtlere neler vaat edildi, hangi iyileşmeler yapılacak, anadilde eğitim, vatandaşlık, alt-üst sınıf gibi konular bu pazarlığın bir sonucunda ele alınması muhtemeldir. Kültürel ve siyasal hakların genişletilmesi de mutlaka bu pazarlığın içinde yerini bulmuştur. Ayrıca barışın sağlanması için devletin ve Kürt tarafının karşılıklı güven esasına dayalı bir hareket konusu da bu uzlaşmanın içinde yerini bulmuştur. Hakikati ortaya çıkarma komisyonu ve de tüm bunlarla yüzleşme konusu da gündeme alınmıştır diyebiliriz.
Dünkü diğer en önemli konu ise Sırrı Süreyya Önder’in şifaen sayın Öcalandan aktardığı cümlesi olmuştur; “Silahların bırakılması ve PKK’nin kendini feshi, demokratik siyaset ve hukuki boyutun tanınmasını gerektirir” demesiydi ki burada hukuken tanınma ve demokratik bir siyasetin sürdürülmesinde ısrar vardır. Bunu da buraya eklemek isteriz.
Sayın önder Öcalan’ın dünkü açıklaması, birçok dengeleri değiştirebilir ve de tarihi bir dönemece kapı aralayabilir. Bu tarihi açıklamanın barışçıl ve ortak bir yaşama evrilmesi için de, en çok devletin somut adımlar atmasını gerekmektedir. Güzel günler bizi beklemekte.
Biz de PKAN olarak; sayın Abdullah Öcalan’ın amasız, fakatsız attığı bu tarihi açıklamasını destekliyor ve bir an önce Türkiye devleti nezdinde vücut bulmasını temenni etmekteyiz.
PLATFORMA KURDÊN ANATOLIYA NAVÎN-PKAN