H. Mehmet Bozdağ’dan Mektup-3/ Ahmet Gezer

Değerli arkadaşım H. Mehmet Bozdağ’a cezaevine mektup yazdım. Kendisi, uzunca 4 sayfa cevap göndermiş ve sayfa sayfa köşemde yayınlamaya karar verdim.

Ahmet arkadaş, konu konuyu açıyor, 12 eylül 1980 Askeri darbesi olduğunda 15 yaşında lise birinci sınıf öğrencisiydim. O dönem okulda afişleme yapma ve pankart asmaktan gözaltına alıp, tuttuklandım. O dönem müthiş bir korku egemen kılınmıştı, işkencehanelerde, soksklarda insanlar katlediliyordu. Askeri mahkemelerde (DMG) göstermelik yargılanmalar ile gençler idam ediliyordu. Tutuklanıp Dutlukır Askeri Cezaevine götürüldüğümde o günün “abileri” “şefleri” beni cezaevinde görünce, eliyle çaktırmadan yanıma gelme işareti yapıyordu. Korku öyle bir ruhlara işlenmiştiki , cezaevinde bile, kaybedeceği bir şey olmayanlar, insani en doğal hak olan selamlaşmaktan, konuşmaktan korkuyordu. Ben acemliğimden “önemli bir şey vardır diye” düşünüyordum. O kişi/ kişiler, 1980’den bu yana 7 haziran seçimlerine kadar kendi kabuğuna çekilmişti. Korkunun bireyede toplumada bir faydası yok. 15 yaşında bile , cezaevi idaresi ile görüşerek , konuşarak bazen kavga, bazen anlamaya çalışarak bir düzen kurulmuştu. Gerçi 4 mü, 5 mi tam hatırlamıyorum (ay) berat etmiştim. Lisede halk oyunlarında oynuyordum. Burdan esinlenerek 1982 de Konya Foklor Araştırma Derneğini kurduk. Ağırlığı Üniversitelilerden oluşan 250’ nin üstünde üyemiz olmuştu. Diyarbakır, Antep, Adıyaman, Akşehir yöresi oyunlarını oynuyorduk. Satranç turnuvaları düzenliyorduk. Konyadaki devrimci demokrat bir merkeze dönmüştü. Bunun üzerine 1984 kapattılar. Öylede olsa o korku imratorluğu tuzla buz olmuştu. Üniversiteyi kazanınca kazanıp Ankaraya gidince “Ögrenci Dernekleri” çalışmasına aktif katıldım. Askeri diktatörlük toplumun her kesiminden tepki alıyordu. Generaller, (Kenan Evrenin) talimatıyla bir parti kurmuşlardı. Diktatör Kenan Evren , açıktan partiye destek isterken insanları tehdit ediyordu. Buna rağmen 3 ncü parti olmuştu sanırım. Çönkü devrimci demokrat bireyler , çevreler ciddi bir çalışma yürüttüler. Generaller kaybetmişti, Özal kazanmıştı. Ama bugün bile o generallerin Anayasası ve kurumları devam ediyor. Sözün kısası önce inanmak ve ne istediğini bilmek gerekiyor. Umudu büyük olanlar değişimi başarırlar. Ben yaşamdaki tecrübelerimden böyle biliyorum.

Değerli arkadaşım, bakıyorum bende daldırşım gitmişim. Sözde bende ilk mektup için kısa tutmayı düşünüyordum. Şimdiden bir sürçü lisan ettiysem afola. Bana gelince kronik hastalıklarımın ( (kalp, şeker, prostat) dışında iyiyim. Dışarda iken en çok ihmal ettğim okumayı, burda telafi etmeye çalışıyorum. Yine en çok ihmal ettiğim yürüyüş, spor (veleybol oynama ) düzenli yapınca 102 kilodan 74 kiloya düştüm. Böyle olunca rahatsızlıklarım düzene girdi. Örneğin fıtık sorunum bitti, uzun süredir şekerim çok düzenli seyrediyor.  Eskiden kaçamak yaparak yediğim çikolata, tatlıyı abartmadan yer hale geldim. Cezaevinin faydaları .