Kürd’ler her seçim dönemin mezesi midir / Perihan Yoğurtçu

 

 Her seçim  sürecinde iktidara gelmeye çalışan da  muhalefete doğru yol alanda  aynı ezberi tekrarlamaktan bıkmadılar, usanmadılar. 

 Sosyal medyanın sohbet odaları ve paylaşımlarıda siyasetçilerin söylemlerinden beri değildir.  

Bu duruma şahitlik edince düşünselin en derininde kayboluyorum. Nasıl olurda yıllardır  aynı yalanı tekrar, tekrar anlatılıyor ve bu koca yalana sorgusuzca inanılıyor.   

Neden sorgulama gereği duyulmuyor serzenişleri zihnimde cirit atıyor.  

 Türkiye de her seçim sürecine girildiğinde daima bir düşman algısına ihtiyaç duyulur.  

Şükür ki bu hususta pêk zorlanmıyorlar,  yanı başlarında düşmanlaştırılmış  taş gibi Kürtler hazırda durmaktadır çünkü.  

 Ha bu arada Kürdler dövülünce yara bere içindeyken insafını şartlı gösterenler de gözden kaçmıyor biline. 

 Haklı tarafta olmanın şartlanmışlığından sıyrılmak kolay değildir elbette.  

 Kürd’ün yüreğinden acı ve ağrı akıyorken dayanışma olduru veriyormuş  gibi yapıp kürdün emeğinin üzerine oturmanın adı dayanışma olmadığının bunun hak gaspının ayrı bir versiyonu olduğunu bilmiyor olamazlar. 

İstisnalar vardır tabi.  

 Şunu da demeden geçemiyeceğim. Kürdler ayrı ayrı renkten gül bahçesine benzer farklılıklara sahiptirler. Ve bu farklılıklar birbirine gayette saygılıdırlar. Tüm kışkırtmalara rağmen.  

 Esasında yazmak istediğim konu kısaca şuydu lakin laf uzadıkça uzadı.  

İnandıkları Allah’ın ayeti olan Kürdün dilini inkar edenler şimdi Kürdlerin varlığını ispat etme yarışına girmişler  paylaşılamıyoruz bir türlü.  

Ne acayip, ve ayıp bir şeydir !  

Size diyorum size!  Kürdlere akıl vermekten vazgeçin.  

Oturun oturduğunuz yere.  

Bizim sizin gibi hak gaspını kendine meslek edinen sözde müslüman ve solculara ihtiyacımız yoktur. 

Yol gösterici alimler, aydınlar ve siyesetçilerimiz var bizim.  Yakamızdan düşün kafi.