Geleceğimiz için son şans! / Şoreş Reşî

Demokrasi, barış, özgürlük ve halkların kardeşliği bloku’nu yani HDP yi destekleyenleri sadece bir parti (AKP) veya şahısa (Erdogan) karşıymış gibi gösteren yaklaşımlar var. Baştan söyliyeyim ki bu kesinlikle doğru değil! Çünkü bileşenlerin esas meselesi şahıslar değil; demokrasi, barış, kardeşlik, özgürlüklerden yana olanlar ile bunları ortadan kaldırmak veya kısıtlamak isteyen anlayışlar ile. Kim ki demokrasiyi geliştirmek, barış ve kardeşlik için elini taşın altına koymak isterse bu bloğu destekliyenlerin gücünü arkasına alacağına kuşkum yok. Bunu isteyen MHP gibi bir parti de olsa bu desteğin olacağına inanıyorum. Çünkü yakın geçmişte bunun yaşanmış bir örneği hala beleklerimizde canlı… Hatırlatalım:

Bilindiği üzere yaşadığımız veya geldiğimiz ülkenin en büyük ve en ağır meselesi şimdiye kadar çözülemeyen Kürt sorunudur. Bu sorun çözülmediği müdetçe hiç kimse ne huzur, ne refah, ne acısız, ne de umut dolu bir gün görür; bu kesin, açık ve herkes tarafından kabul görmektedir! Ama şimdiye kadar verilen sözlere rağmen sorun tüm acıları ile ortada duruyor. Meselenin bir tarafı olan Kürt önderliği, hareketi ve halkı bu kanlı kapanın kardeşçe çözülmesi için her türlü özveride bulundu/bulunuyor. Buna karşılık devlet, devleti yöneten parti ve önderleri meseleye hep Kürt düşmanlığı, taktiksel ve Kürtleri kandırmak için yaklaştı. Dış güçlerin de katkıları ile bu binlerce cana, mal ve enerji kaybına neden oluyor. Bu nedenle, geleceğimizi uzun bir dönem etkileyecek olan 24 haziran seçimleri büyük bir önem arzetmektedir. Aynı zamanda geleceğimizi kurtarmak için de son bir şanstır; fırsattır!

Eğer Kürt düşmanı ve taktik yapan partileri desteklemeye devam edersek bu can, mal kayıplarnın, acıların, ekonomik krizlerin ve fakirliğin daha da devam edeceği anlamına gelir. Çünkü bu zihniyetin bir çözüm projesi ve düşüncesi yok; böyle olunca da kan kaybı devam edecek. Eğer düşünmüş olsalar idi Kürt halkı şimdiye kadar büyük bir destek verdi ama sonuç ölümlerden ölüm beğen oldu. 2002 yılında Amed meydanında ”Kürt meselesi benim de, devletin de meselesi…” denildiğinde Kürtler söylem sahiplerine büyük bir siyasi destek verdi. Her Kürt, evindeki oyları paylaşarak yarısını AKP verdi; bizzat buna şahit oldum. Bu destekle 16 yıllık bir iktidar sahibi oldular ama bu desteğe karşı Kürtlerin payına: Kürt doğasının tahribi, şehirlerinin bombalanması, çocuklarının yakılması, iradelerinin zindanlara atılması, belediyelerine kayyum atanması, Kürtçe dil kurslarının ve İnstitülerin kapatılması, değerlerini temsil eden heykellerin yıkılması, mezarlıklarının ortadan kaldırılması, güney Kürdistan’ın refarandumuna karşı her türlü baskının yapılması, Rojava’nın bomblanması ve işgal edilmesi, en acısı da Efrin gibi bir şehirden Kürtlerin çıkartılarak yerine arapların yerleştirilmesi, düştü… Kürtler bu destekle ne kazandı? TRT-6 mi? Kürtlerin buna zaten ihtiyaçları yoktu. Bu iktidar döneminde Kürtlere yapılan muamele maalesef geçmiş yönetimleri aratır duruma getirdi…

16 yıl iktidarda olan bu zihniyet, verdiği sözü tutmayarak Kürtlere zülümlerden zülüm beğendirdi ama hala Kürtlerden oy istiyor. Bunu genelde din istismarlığı yaparak isityor ama çoğunluğu müslüman olan Kürt halkı en büyük zülüm ve katliamı bu dinci geçinenlerin elinden gördü. İnsanlık suçları işlendi…Bu nedenle gerçek mümünlerin oy verirken vicdanına bir daha sorması ve Allah katında bu suça ortak olmaması gerekir. Bir de bu zihniyetin yeni bir fırsat yakalaması halinde bir rejim ve sistem değişikliği yaşanacağı şimdiden söylendiğine göre, budanmış özgürlüklerin de ortadan kaldırılacağı orta. Böylesi bir değişikliğin, İran da yaşandığı gibi ülkeye ve insanlarına en az 50 yıl kaybettireceği kesin. Ortaçağın karanlığına gömülmek, çocuklarımızın ve torunlarımızın mebalini boynumuzda taşımak istemiyorsak tercihimizi demokrasi blokundan yana kullanmamız zaruridir.

Ülkeyi ve insanlarını kurtaracak yegane yol demokrasi, barış ve kardeşlik cephesi olan HDP nin çatısıdır! Burada her ırktan, cinsten, dilden, renkten ve inançtan olan insanlar var. Bu aynı zamanda ülke mozaiğinin renkli bir temsilidir. Herkesin kendisini içinde göreceği, eninde sonunda varılacak noktadır! Bu nedenledir ki Pervin Buldan: ”Birgün herkes HDP li olacak!” dedi. Tek çare ve diktatörlüğe giden ülkenin son kurtuluş şansı, uygar demokrasi hedefi olan HDP dir! Bunun dışındakilere oy vermek, onları desteklemek daha fazla kan ve acıdır. Bunun tercihini en iyi şekilde oy verenler yapacaktır. Halklarımızın sağduyusuna güveniyor ve inanıyorum!

Şoreş REŞİ
2018.06.08