Güzel gözlü Kürt çocuklarının ‘hawar’ı/ Şoreş Reşî

Kürt çocuklarının kara gözlerine bakmaya doyum olmaz; çok güzel bakarlar, büyük gözlerinde dünyaları, sevgileri, umutları ve herşeyi görmeniz mümkün! Bütün çocukların gözleri güzeldir, saf ve temizdir ama size tavsiyem Kürt çocuklarının gözlerine alıcı bir gözle, bir kere daha bakın! İşte ülkesinden koparılan bu güzel gözlerin sahipleri, hep umut ile şafaklara bakar. Birgün ülkeme dönerim umuduyla elinde ve gönlünde var olan Kürtlüğü korumaya çalışır. Bunlardan biri de dilidir.

Agirî Dağı’nın öbür ucundan, dağın beyaz doruğuna bakan karagözlü çocukların kalbi de, birgün dağın öbür tarafında kurulacak olan özgür ülkelerine gitme umudu ile çarpıyor. Bu umuda tutunmak için yüzlerce yıl yaşadığı gurbette dilini öğrenme çabası içinde ama herşey istedikleri gibi değil. Zorluklar ve sıkıntılar da diz boyu. Bu nedenle güzel gözlerini diğer kardeşlerine çevirmiş ve umutla, aşkla, sıcak bir bağ ile bekliyor.

Ülkesinin dışında yaşamak zorunda bırakılmış olan bu güzel bakışlı çocukların nüfus oranı üzerinde elimizde konkret bir sayı olmasa da altı milyon Kürt’ün ülkesi Kürdistan dışında yaşadığını tahmin ediyoruz. Bunların bir bölümü de Agirî’nin eteklerinde yaşıyordu. Dağı geçecekleri günü bekliyorlardı ama Sovyetlerin dağılması ve Stalin’in bir kesimi Kazakistan’a sürmesi ile dağın öbür tarafı Kürtlerinden önemli bir kesim dağıldı. Geneli Rusya’nın büyük şehirlerine, özellikle de Moskova’ya göç etti. Bir kesimi de Karadeniz’in kıyısındaki Krasnodar kentinde yaşıyor. Buradaki Kürtler, nesillerinin kaybolmaması için, olan zorluklara rağmen çocuklarına anadillerini verme uğraşı içinde ama yardımlarımıza da ihtiyaçları var. En azından orada bulunmayan ders kitapları, dil üzerine hazırlanmış CD’ler, çocuk müzik kasetleri ve öğretmen ihtiyaçları var. Bu nedenle güzel bakışlı çocukların ’HAWAR’ını size ulaştırmaya çalışıyorum.

Rusya’daki Kürtler’in imkanları sınırlı ve bu yüzden çocuklarına anadillerini vermeye çalışmaları sanıldığı kadar kolay değil. İmkanı fazla olan Avrupa, Güney Kürdistan ve diğer bazı bölgelerdeki Kürtler için belki sıkıntı fazla yok ama Rusya gibi bir ülkede Kürtler için çok büyük zorluklar ve imkansızlıklar mevcut. Bunların başında devletin Kürtçe kurslarına maddi destek vermeyişi, kendi paralarının yeterli olmayışı, ders kitaplarının azlığı veya hiç olmaması, yardımcı kitaplar, öğretmen vs ihtiyaçları büyük. Şuan, Moskova ve Krasnodar kentlerinde dil, tarih, müzik ve dans dersleri veriliyor.

Bu merkezlerden biri olan Krasnodar şehrinde 25 bin Kürt yaşıyor. Buradaki Kürtler, 1998’deki Kürt Otonomisi için devlete başvurur, devlet izin verir ama para vermez. Emniyete giderek Kürtçe ders vermek istediklerini ve yardıma ihtiyaçları olduklarını iletir. Emniyet yetkilileri: ’Burada 124 ayrı ulus yaşıyor, size versek diğerleride ister ve işin altından kalkamayız. Kendi imkanlarınız ile açabilirsiniz!’ yanıtını verir. Bu yanıttan sonra Kürt işvereni Telmane Qaçağ kendi parasıyla ’Midiya’ adlı bir okul açar. Açılan okulda öğretmen olarak sadece Nura Tital ve İşxan Ankosi var. Burada büyük öğretmen açığının olduğunu belirtmek gerekir. Okulda şuan 12-17 yaş arası 20 çocuk; 8-11 yaş arası 26 çocuk günde dört saat ders görmekte. Burada okuyan çocuklara öğlen yemeği de verilerek derslere konsantre olmaları sağlanıyor. Moskova’daki ’Kürt Evi’nde de haftada dört saat, sadece bir Rus öğrenci grubuna ayrılmış. Kürt diline sempati duyan Ruslar kursa gelerek Kürtçe öğreniyor. Bunların dışında, 4-12 yaş grupları arasındaki 15 Kürt çocuğuda bir sınıf oluşturarak, hafta bir kez olmak üzere üç saat ders görüyor.

Buradaki Kürt öğrencilerinin ihtiyaçlarıda şunlar: para, Kürtçe öğretmen, Kürtçe Dil Bilgisi kitapları, ders CD’leri, çocuk filmleri, çizgi filmleri, çocuk masalları kitapları, yardımcı kitaplar vs.

İsveç’te bulunan Stockholm Kürt Enstitüsü ve bazı kurumlar bunun ilk adımı olarak iki koli kitap gönderdi. İmkanı olan insan ve diğer kurumlarımızın da yardım elini uzatacaklarına inancım tamdır. Bu konuda gerekli iletişimi sağlayabilirim.

O güzel gözlerdeki umudu lütfen kırmayalım!