Partilerin Kürtçe inisiyatifi / Şoreş Reşî

Geçtiğimiz günlerde Kürdistan coğrafyası üzerinde bir ilk yaşandı, bütün Kürtleri sevindiren bir gelişme idi, ki dokuz Kürt partisinin temsilcileri Amed’de bir araya gelerek bir basın açıklaması yaptı. Kürtler belki de ilk kez asgari müştereklerde bir araya geldi ve beraber hareket etme vaadinde bulundu. Arkasından gelen bir dizi toplantı ile Kürt Dili Platformu’nun Dil Çalıştayı kuruldu. Gözümüz aydın demek geliyor içimden! Belirtmek gerekir ki bu girişime kamuoyundan büyük bir destek geldi, heyecan ve umut verdi, büyük bir moral oldu.

Kürt birliği, Kürtçenin büyük tehlikeler ile karşı karşıya oluşu böylesi bir birleşmeyi zorunlu kılıyordu. Yıllardır yapılan açıklama ve çağrılara rağmen Kürt siyasi partilerinin dilimiz için bile bir araya gelemeyişleri Kürt siyaseti için büyük bir handikaptı. Bütün parti program ve söylemlerinde dil üzerine herhangi bir farklılık olmamasına rağmen bir araya gelemeyişleri kamuoyunda büyük bir rahatsızlık yaratıyor ve derin ayrışmalara neden oluyordu. En azından bu psikolojinin kırılması birlik çalışmalarına yeni bir ivme kazandırabilir, kazandırmalıdır da! Yapılan toplantıların sonucunda Kürt kamuoyuna, TC devletine ve uluslararası kurumlara yönelik çağrılar vardı ve bunu tamamlayan girişimler olacak.

İşin pratiğini ve ciddiliğini göreceğiz elbete. Benim için en önemli husus içeriye dönük olan çalışmalardır. Şüphesiz diğerleride çok önemli ama esas sorun bizim kendi dilimize sahip çıkmayışımız. Partilerimizin bir araya gelmesi, Kürt Dil Kurumu, Kürt Dil Akademisi benzeri kurumlara bir taban oluşturabilir. Diğer yandan bütün Kürt partilerinin devletin ırkçı politikasını görmesi ve yanayana durmaları sevindirici. Bu konudaki istek ve ısrarları devletin elindeki kozlarıda zayıflatacaktır. Uluslararası kurumların TC devletine daha fazla baskı yapmasını sağlayacaktır ama herkesten önce problem içimizde.

Kararlılığımız, ısrarla dilimizi kullanmamız, her evi, işyerini ve çarşıyı birer okula çevirmemiz gerekir. Bu görüşü yıllar önce Kürt önderi dile getirmiş ve Kürt halkından böyle davranması gerektiğini istemişti… Bu kararlığı gören devletin fazla yapacağı birşey kalmaz, boyun eğer, yeterki kararlı davranalım. Yıllar önce Amed seyahatimizde bunu bizzat yaşamıştık. Dolmuşta, çarşıda, restaurantta, otelde dilimizi kullanınca karşıdakiler de buna yanıt vermek zorunda kalıyordu. Bir dolmuşçu bu nedenle bizden ücret bile almadı. Gittiğimiz bir restauranta Kürtçe konuşmadıkları için yemek yemeden çıkmamız elbeteki işletmecileri zorlayacak bir tavırdır. Bu nedenle partilerimizin ilk önce halk arasında ısrarcı bir psikoloji yaratmaları gerekiyor. Toplumsal bir motor olmaları, bir sinerji yaratmaları şart. Bu konuyu devamlı gündeminde tutan partilerimizin, toplumu küllerinden yeniden doğurtacağına inanıyorum. Ki bu da zor ve pahalı bir iş değil. Her hafta dağılan bildiri, seminer, medya programları, parti toplantıları, kültür şölenleri, edebiyat yarışmaları, çocuk dergileri, gezici- mahalle arası çocuk tiyatroları benzeri ufak girişimler bile bu havayı yaratabilir. Yeterki partilerimiz bu konuda ciddi olsun.

Bu konuyla ilgili bir diğer önemli hususta Kirmanckî konuşan halkımızın tavrı, Kirmanckî konuşan gün be gün azalmakta, bu lehçeyi konuşan halkımız ya Türkçe ya da Kurmancî konuşmaktadır. Bu da Kirmanckîye zarar vermektedir. Yirmi yıl önce Soranîyi dinlerken birşey anlamıyorduk ama Soran halkımızın ısrarlı tavırları bizim kulaklarımızı alıştırdı ve sorun büyük ölçüde aşıldı. Bunun için Kirmanckî konuşan halkımızın da bu lehçe ile konuşmada ısrarcı olması gerekir. Yoksa kulaklarımız alışmaz ve halkımızın bir parçası üzerinde psikolojik bir baskı oluşur ki bu doğru değildir.

Haklı olarak asimilasyonu “dilimizin kanseri” ve ”Sosyal kanser” olarak tarif eden partilerimizin: ”dil konusunda uzman olan kurum ve şahsiyetlerimizin bir araya gelip yaratıcı, kapsayıcı, uzun soluklu görüş-öneri-projelerle ortak sinerji yaratmalarına zemin hazırlama” girişimi alkışlanacak bir tavırdır. Bu aynı zamanda görevleridir de. Kürt halkı tarafından destekleneceklerini bilmeleri gerekir. Bu konuda halkımızın, bütün aydınların, kurum ve medyamızın desteğini alacaklarına kuşkum yok. Yeterki ısrarcı olsunlar. Yaklaşan yerel seçimler kaygısı ile propagandalarını başka diller ile yapmasınlar. Bu hususta partilerimizin gözlemcisi, destekçisi, denetleyicisi, ve emir erleri olacağız.

Şoreş REŞÎ