Bir inkar ve asimilasyon utancı: Şoreş Reşî
Xerawreşkê
Dikkatinizi çekti mi bilmiyorum ama ben ne zaman yıkılmış, viraneye dönmüş, duvarları toprakla hemen hemen düzlenmiş bir ören veya tarihi yer görsem kalbim ‘cız’ eder ve kendi kendime ‘Eyvah burası kesinlikle Kürtlerin tarihini aydınlatan bir halkadır!’ diye içimden geçiririm. Bunu kendi yörenizde veya gezilerinizde görebilirsiniz. Daha önce Efrîn’deki kültür ve tarih talanını, Heskef’teki bombalar ile yıkımı ve coğrafyamızda, bizim kültür ve belleğimizin gizli oluğu alanların nasıl sular altında bırakıldığını gördük/görüyoruz. Bunun bir cümle ile adı: İnkar, imha ve asimilasyondur. İşte bunun son örneği: Xerawreşkê’dir!
Xerawreşk Kürtçe bir kelimedir. Bu kelime Kurmancî ve Kirmanckî diyalektlerinde aynıdır ve aynı şeyleri ifade eder. ‘Xeraw/b’: virane, yıkık, bozulmuş; ‘reşk’ de: siyah anlamındadır. Yani Siyah Virane/Yıkıntı anlamına gelir. Hangi anlamda bu ismin kullanıldığı tartışılır ve çok anlamlı manalar da çıkarılabilir. Burası Urfa’ya 18 km uzaklıktaki bir köy ve bölgenin Kürtçedeki adı. Bu köyün bir tepesine halk arasında ‘Girê Mirazan’ yani Murat/Dilek Tepesi adı veriliyor. Murat arayan halk, orada bulunan bir ağaca çaput bağlayarak ve kurban keserek hayalinin gerçekleşmesi için dua ediyor. Yani halk arasında pratikte kutsal sayılan bir yer. Bu ne zamandan beri böyledir? Bilemiyoruz ama:
Son yıllarda yapılan kazılarda orada dünyanın en eski mabedi ortaya çıkarıldı! İsmini Göbekli Tepe koydular. Dünyada bundan daha eski bir ibadethane şimdilik daha bulunmadı! İsminden başlamak gerekirsek: Soru, neden Göbekli Tepe? Veya bu ismin bölgedeki Kürt kültürü ile alakası ne? Hem tarihsel, hem dilsel, hem sosyolojik ve hem de kültürel hiçbir alakası yok. Bu ismi veren kimdir? Kazıyı yapan Alman Prof. Dr. Klaus Schmidt mi verdi? Sanmıyorum. Büyük bir ihtimalle TC Turizm Bakanlığı veya Başbakanlık vermiştir. İlk elden bir inkar ve asimilasyon girişimi de diyebilirsiniz! İsmin Xerawreşkê olması gerekirken, hiç bir anlamı ve bağlantısı olmayan Göbekli Tepe’nin verilmesi baştan beri yok saymanın işaretidir. Bunu arkeologların veya bilim insanlarının verdiğini düşünmek bile istemiyorum ama her kim verdiyse büyük bir utanca, ırkçılığa ve bilim etiğini gölgeleyen bir imza atmıştır.
İncil’e göre yaşam MÖ 4 bin yıllarında başlar; Sümer uygarlığı, Adem ile Hava mitosu da o devirde başlar yani Xerawreşkê’den 6000 yıl sonra! Kendisinden sonra üretilen bütün tarih ve inançların görüşlerini tersyüz eden harika bir buluş. Peki burayı inşa eden o yüksek kültürün insanlarına ne oldu? Buharlaşıp uçtular mı?
Yapılan kazı ve araştırmalarda Kürdistan bölgesinde yaşayan halkın en az 40 bin yıl orada yaşadığı ortaya çıkıyor. Yani Kürtler 40 bin yıldır o topraklar üzerinde yaşıyor ve büyük bir ihtimalle MÖ 10 bin yılında Xerawreşkê’yi yapanlar da Kürtler’dir. Ama inkar edildikleri, dünya siyaset dünyasında yok sayıldıkları için, hegemon güçler şimdiden Kürt mirasına sahip çıkmaya çalışıyor. Veya geriye kalan bölgelerdeki eserlerde Kürtler ile ilgili bir belge çıkarsa yine ya su altında bırakacaklar ya da güçlü (!) bombaları ile tuz-buz edecekler. Oraya verilen isimden de anlaşılacağı üzere bu köy görünüyor ve kılavuz istemiyor. Şimdiden orayı yapan kültür ve insanlar inkar edilerek yeni bir utanca imza atılmaya çalışılıyor.
Yaşamda öğrendiğim ve gördüğüm önemli noktalardan biri, halkın bugün sahip olduğu inanış ne olursa olsun, bu inancın içinde bazen değişik bir pratik sergiliyorsa eğer, demektir ki pratikteki inanışla öyle veya böyle bir bağlantısı olmuş demektir. Bugün Urfa ve yöresindeki halkımızın ezici çoğunluğu müslüman ve Hanefi mezhebinden. Ama şimdiye kadar anlatılığı gibi Riha (Urfa) dinler şehridir, birçok dine analık ve ev sahipliği yapmıştır… Eğer köylüler bugün gidip Girê Mirazan’daki ağaca bez asıyor, kurban kesiyor ve dua ederek dilekte bulunuyorsa, demektir ki bu halkın geçmişinde bir Xerawreşkê inancı vardı. O atalarından buranın kutsal olduğunun duyumunu almış ve pratikte bugüne kadar uygulamıştır. Direk kendi ataları orayı inşa etmemiş olsa bile o kültür ile beraber binlerce yıl yaşamış, onu kabul etmiş, özümsemiş ve günümüze kadar tatbik ertmiştir. Benim atalarım müslümandı ama pratikte ateşe tükürmez, güneşe karşı işemez ve ateş ile güneş üzerine yemin ederlerdi. Aynen Xerawreşkê’deki ulusdaşları gibi. Xerawreşkê’de taşların üzerinde yılan resimleri var, aynısı hala Lalîş’in giriş kapısında var… İşte bu kültürün ve insanlarının inkarına en iyi örnek Xerawreşkê’dir. Bunu görün ve ibret alın!
İnkarcı ve asimilasyoncu kültürün şimdiden buna sahip çıktığını/çıkacağını biliyorum. Bunu beceremeyeceğini anladığı an uçaklarını kaldırarak imha ettiğini de biliyorum ama insanlık tarihine büyük bir hizmet etmiş ve damga vurmuş Kürt halkının gerçeğini er veya geç kabul edeceklerine ve buna şapka çıkaracaklarına da eminim.
Yazı daha önce Yeni Özgür Politika’da yayınlandı.