İsveç’te Kürt yayın ve çeviri dünyasından bir görünüm / Şoreş Reşî

İsveç’te 1984 yılına kadarki dönemde Kürtler üzerine yazılan çok az sayıdaki kitapların geneli Güney Kürdistan’daki Kürt isyanını konu alıyordu. 1984’te PKK’nin silahlı mücadeleyi başlatması ile beraber hem İsveç’e gelen Kürtler hem de Kürtler üzerine yazılan veya tercüme edilen kitaplarda bir patlamanın olduğunu söylemek mümkün.

 

Şoreş REŞİ

 

İnsan çoğu zaman yaşadığı ülkenin veya çevresinde olup bitenin farkına varamıyor, bu yazıyı hazırlamadan önce İsveç’te Kürtler üzerine yayınlanan veya Kürtçe’ye tercüme edilen kitapların sayısının bir elin parmaklarını geçmeyeceğini tahmin ediyordum. Bazılarını ben okumuştum, haydi okumadıklarımla beraber 30-40 olur diye beklerken bir dağ yığını ile karşılaşınca şaşkınlığım epey fazla oldu. Sadece bir Kürt yazarının İsveççe 32 kitap yazdığını görünce gözlerim faltaşı gibi açıldı desem yalan olmaz. Öncelikle bu konu üzerinde bir araştırmanın yapılıp yapılmadığını aradım ama böyle bir çalışmaya rastlamadım.

 

İsveç’e yabancıların gelmesi II. Dünya Savaşı sonrasına denk gelir. Önceleri Yugoslavlar ve İtalyanlar, daha sonra da Yunanlılar gelmeye başlıyor. Türkiye’den de ilk olarak 1965-1966 yıllarında insanlar gelmeye başlıyor. İlk gelenlerin ticaret veya çalışmak (ekonomik nedenler) için geldiği biliniyor.  Orta Anadolu Kürtlerinin de 1966-67 yıllarında geldiklerini biliyorum. Hatta bu gelmelere ön ayak olan Konya’nın Kulu kasabasından Ali Rıza Erdiş adında biridir. Bununla beraber Orta Anadolu’nun Ömeranlı ve Celep köylerinden bazı insanlar gelmiş. Bazıları ile ölmeden önce röportajlar da yapmıştım. Bunların gelmesinin sebebi Kulu ile olan günlük ilişkileri veya bilmediğimiz farklı nedenler de olabilir. 1971 ve 1980 askeri darbelerinde sonra da çok sayıda siyasi mülteci İsveç’e gelmeye başladı. O zamanlar İsveç’te siyasi oturum almak kolaydı. ‘Ben Komünist Partisinin üyesiyim veya aranıyorum’ demek yeterliydi. Resmi olmayan istatistiklere göre 1971-1984 yılları arasında 6000 kişinin İsveç’e geldiği söyleniyor.

 

Orta Anadolu’dan ilk gelenler, siyasi bilgisi olmayan, Kürtlük bilinci gelişmemiş ve çoğu köylü insanlardı. Bu, oradan gelen Türkler için de geçerlidir. Ama askeri darbelerden sonra hem Türkiye hem de Kürdistan’dan gelen mültecilerin siyasi, ulusal, kültürel bilinç seviyeleri yüksekti. Gelenlerin çoğu siyasi parti kadrolarıydı. Bu nedenle bunların gelmesinden sonra kültürel alanda büyük gelişmeler oldu.

 

İlk kitabevi ve ayrışma…

 

Kültür ve siyasi beyinlerin gelmesi insanları yeni arayışlara yöneltti. İlk olarak ‘Ortadoğu Kitabevi’ adında kitap satan bir yer açıldı. Sonradan kitaplara ilaveten saz, davul, kaval vs. de satılmaya başlandı. Kitabevi daha sonra ihtiyaçtan dolayı aynı isimle bir yayınevi açtı. Şunu da demek fazla hatalı olmaz sanırım; bu zaman diliminde Türk devrimcileri ile Kürt devrimcileri birbirinden fazla ayrışmamıştı. Bu kitabevi her iki kesiminde uğradığı ortak bir mekandı. 1984’ten sonra yolların ve mekanların (kitabevi, dernek, geceler vs.) tamamiyle ayrıldığını da söylemek mümkün.

 

Bu ayrışma ile beraber İsveççe yazılan, İsveççeden Kürtçeye çevrilen veya tersi durumda olmak üzere Kürt ve Kürdistan üzerine yüzlerce kitabın yayınlandığını görüyoruz. Şu noktanın da bilinmesinde fayda var: İsveç’te 1984 yılına kadarki dönemde Kürtler üzerine yazılan çok az sayıdaki kitapların geneli Güney Kürdistan’daki Kürt isyanını konu alıyordu. 1984’te PKK’nin silahlı mücadeleyi başlatması ile beraber hem İsveç’e gelen Kürtler, hem de Kürtler üzerine yazılan veya tercüme edilen kitaplarda bir patlamanın olduğunu söylemek mümkün. Bu kitaplar daha çok siyasi, tarihsel araştırmalar ve edebi eserleri içeriyor.

 

Palme cinayeti ve Kürtler

 

Bunun bir nedeni, 1986 yılında öldürülen İsveç Başbakanı Olof Palme olayının Kürtlere mal edilmeye çalışılması ile beraber Kürtler üzerine başta medya olmak üzere, binlerce kitap, rapor, film ve röportaj yayınlanmasıdır. Bu konu üzerinde en az 100 kitap ve kitap raporun yayınlandığını söylemek abartı değildir. En meşhur olanı da “Olof Palme är Skjuten (Olof Palme Vuruldu)” isimli kitap ki, yazarı polis komiseri Hans Holmer’dir. Holmer, Kürt avını başlatan ve yazdığı bu kitapla Kürtleri suçlamaya çalışan bir dış güç ajanıydı. Bunun dışında Kürtleri suçlayan veya savunan çok sayıda kitap yayınlandı.

 

Palme cinayetinden sonra Kürtlerin kendileri işe el attı ve yüzlerce kitap yayınlamayı başardı. O kadar çok çeşitli konular üzerinde yazılmış kitaplar var ki bir sınıflandırmaya tabi tutmak gayet zor ve çok zaman isteyen bir iş. Kısaca ehliyet alma, Kürt yemek çeşitlerinden tutun da roman ve bilimsel kitaplara kadar çok çeşitli kitaplar yazıldı ve tercüme edildi. Ben birkaç başlık altında bazı örnekler vermeye çalışacağım ama bu kesinlikle tamamı değil.

 

Çok sayıda kitap tercüme etme ve yayınlamanın ikinci nedeni, Kürtlerin dertlerini bu yolla kamuoyuna yansıtmaya çalışmış olmalarıdır. Her türlü baskıya maruz kalan Kürtler, bunu kendileri için bir çıkış yolu olarak gördüler. Bir diğer neden de, İsveç kültür sisteminin özellikle de İsveçli yazar kitaplarının tercüme edilmesi ve dünya dillerine dağılmasını teşvik amacıyla finansal destek vermesidir. Bu destek, işlerin daha hızlı ilerlemesini sağladı. Kürtçe’nin diyalektleri arasında en çalışkanı ve yaygın olanı Soranî oldu. Bu lehçe ile yüzlerce kitap yayınlandı. İkici sırada Kurmancî gelir. İşte bu nedenler sonucunda eğer kuşbakışı bir sınıflandırma yapmak istersek aşağıdaki gibi bir sonuç ortaya çıkar:

 

A- Çocuk Kitapları:

 

Bu katagoride belki yüzlerce İsveççe kitap Kürtçenin bütün diyalektlerine çevrildi. Bu alanda Apec Yayınevi’nin ezici bir ağırlığı var. Başta İsveç’in ünlü çocuk yazarı Astrid Lindgren olmak üzere yüzlerce yazarın kitabı Kürtçeye çevrildi. Bu alanda Kürtçe’den İsveççe’ye çevrilen kitap çok çok az veya yok gibi.

 

B- İsveççe yazılan kitaplar:

 

İsveçli araştırmacı ve yazarların Kürtler üzerine yazdığı çok sayıda kitap var. Geçmiş yüzyıllardaki gezginlerin notalarından tutun, Kürt coğrafyasının son kez bölünmesi sürecinde ve daha sonraki Kürt mücadelelerini konu alan yüzlerce kitap var. Kürtlerin İsveç’e gelmesi ile beraber Kürt yazarlar da tahminlerin üzerinde kitap yazmıştır. Bazılarını anımsatmak gerekirse:

 

  1. Ormens Barn (Yılan Oğlu), Anders Kandelin, 1997: Çok ses veren bir kitap oldu. Dersim Soykırımında bir Türk ailenin yanına bırakılan bir Kürt çocuğun yaşam hikayesidir. Ev sahibi kadının sürekli çocuğu ‘Yılanın oğlu!’ diye çağırması kitaba ismini vermiştir. İsveç medyasında üzerine en çok yazılan kitaplardan biridir.

 

  1. İnga Vänner Utom Bergen (Dağlar Dışında Dost Yok), Ingmar Karlsson, dünyanın devletsiz en büyük halk grubu olan Kürtlerin özgürlük mücadelesi, aşiretler arası savaşları, farklı dilleri, birbiriyle rekabet eden toplumsal sistem ile idealist nasyonalizm ve ayrılıkçılığı konu alan eski bir kitap.

 

  1. Bergen är våra enda vänner (Birtek Dağlar Bizim Dostumuzdur), Tord Wallström: Kitap, 1974’teki Irak ve Kürt savaşından başlıyor. Daha sonra çeşitli röportajlar ile devam ediyor. Resimli.

 

  1. Från Ararat till Eufrat (Ararat’tan Fırat’a Kadar), Göran Börge, 1992. Eski Kürt tarihinden başlayarak günümüze kadar gelen bir tarih bilgisinin yanında Kuzey Kürdistan coğrafyası, eski eserler ve insanları hakkında geniş bilgiler içerir.

 

  1. Kurderna-PKK och den svenska kurdpolitiken, (Kürtler-PKK ve İsveç’in Kürt Politikası) Bo H. Andersson, bir Kürt dostu ve savunucusunun kitabı.

 

  1. Kobane, den kurdıska revolutıonen och kampen mot IS (Kobanê, Kürt Devrimi ve DAİŞ’e Karşı Mücadele) Joakim Medin, 2016. Rojava savaşında Kobanê ve bölgede bulunan ender gazetecilerden biri olan Medin Kobanê kitabını yayınlayarak Kürtlerin sesini Batı dünyasına taşıdı.

 

  1. Mehmed Uzun’un da çoğu kitabı İsveççe ve diğer dillere çevrilmiştir. Bazıları şunlar: Själens regnbåge (Ruhun Gökkuşağı, biyografi), Claire B. Kaustell, 2008. Ljus som kärleken, mörk som döden (Ronî Mina Evinê, Tarî Mîna Mirinê/Aşk Gibi Aydınlık, Ölüm Gibi Karanlık) Claire B. Kaustell, 2003. I skuggan av en förlorad kärlek (Siya Evînê/Aşkın Gölgesi), 2001. Granatäppelblomning (Nar Çiçeği), 1998, Claire. Mänsklighetens eviga dröm (İnsanlığın Sonsuz Hayali), Karin Persson, 2002.

 

  1. Pojken från Garzan (Garzan’ın Oğlu), Slätten (Düzlük) 1996 ve Hasan Aga 1979, ile Videobruden (Video Gelini) 1995, Mahmut Baksi ve Elin Clason tarafından İsveççe yazılan dört kitap.

 

9.Svensk-Kurdiska kontakter under tusen år (Bin yıllık İsveç-Kürt ilişkileri) Rohat Alakom, 2000, Vikingler ile başlayan (943) ve Şerif Paşa (1898-1908, Osmanlıların İsveç amabasadörü) ya kadar devam eden ilişkileri anlatan önemli bir kitap.

 

  1. Kan Kırmızıdan Kırmızı ve daha 22 kitabın yazarı olan Arkan Asad. Çok sayıda kitap yazan bir Kürt yazarı ama fazla tanınmıyor.

 

  1. Den kurdiska verkligheten (Kürt Gerçeği), Kemal Qoseri, 2015. Son savaştaki Türk devlet zorbalığının anlatıldığı bir roman. ‘Gücümün kaynağını öğrenmek istersen, tanrının gazabını almalı ve Kürt olarak doğmalısın’ diye başlayan önemli bir yapıt.

 

  1. Nätverket (Teşkilat/Şebeke), Baris Kayhan, 2017. Orta Anadolu’dan genç ve yeni bir yazar. Södertelje şehrinde öldürülen iki kişiyi öldürenlerin kilit isimleri ile yaptığı röportajların toplamı olan bir kitap.

 

  1. Dödstvätterskan (Öldürün Kadını), Sara Omar, 2018. Yaşanmış gerçek bir olayın üzerinden kurgulanan bir kitap. Erkeğin kadına karşı yönelik şiddeti ve ‘namus’ davalarını konu alıyor.

 

C- Norveççeden Kürtçeye çevrilenler:

 

  1. Pan (..), Knut Hamsun (1859-1952), Norveççeden çeviren: Memo Darez, 1998. Gazeteye yazdıkları ile geçimini sağlamaya çalışan fakir bir yazarın ruh halini anlatan bir eser.

 

  1. Kurdistan-Om fortid, folk og framtid (Kürdistan’ın Geçmişi ve Geleceği), Erling Folkvord (text) og Veronica Melå (foto), 2002. Kürdistan’ın tarihini, siyasi partilerini, mücadeleleri ve insanlarını anlatan kapsamlı ve renkli fotoğrafları içeren bir kitap.

 

D- Sözlükler:

 

Yabancıların ihtiyaçlarını karşılamak için çok çeşitli hacimli sözlükler yayınlanmış. Cep sözlüklerinden tutun, ders sözlükleri ve büyük sözlüklere kadar bütün Kürt lehçe ve alfabeleri ile yüzlerce sözlük yayınlanmış. Birkaç örnek:

 

  1. İsveççe-Kürtçe sözlük, Rewar Rashed 28. 500 kelime 1700 çizilmiş resim.

 

  1. Kurdiska ordspråk (Kürtçe Kelime Dili): Dialekten Feyli, Saiwan Kamber, 2015’te hazırlamış. Kürtçe latin, Kürtçe Arapça ve İsveççe dilleri ile kısa cümlelerden oluşan öğretici bir sözlük.

 

  1. Ordlista för tolkar Svenska Kurdiska (Tercümanlar İçin Kelime Listesi), 2011. İsveç’te yaşayan iki büyük Kürt diyalektiği Kurmancî ve Güney Kurmancîsinin ortak tercüman terimlerinin toplandığı bir kitap. Bu kitap, İsveç’teki Kürt doktor, öğretmen, hukukçu, hastahane çalışanları ve tercümanlarının ortak bir eseridir. Onların karşılaştığı ortak term ve cümlelerin toplamını içinde barındıran bir yapıt.

 

E- İsveççe yazılan veya çevrilen şiir kitapları:

 

Bu alanda da çok kitap bulunmaktadır. Daha önce İsveç’te yaşayan Şerko Bêkes başta olmak üzere birçok şiir kitabı İsveççeye çevrilmiş veya bu dille yazılmıştır.

 

  1. Kontrast (Karşılık), Hundra Dikter av hundra diktare med utländskt ursprung (Yüz yabancı şairden yüz şiir), Blås min flöt (Kavalıma Üfle) ve Metamfors (..) Geçen sene haka yürüyen dostum Hüseyin Yetkin’in Kürdistan toprağı kokan şiir kitapları. Bu kitaplarda ses CD’leri de bulunmakta.

 

  1. Avlägsenhetens Stränger ve En Pärla i drömmens grumliga damm, şiir, Ferhad Shakeli

 

  1. Landet som icke är/Welatê Tune (Olmayan Ülke) Edith Södergren, Fırat Ceweri, şiir.

 

Son olarak denilebilir ki; İskandinavya halkları dünyanın en çok okuyan insanları, yaşamında gerekli olan enformasyonunun çoğunu kitaplardan ve medyadan alır. Bu nedenle Kürt yazarların bu dillerde yazarak, Kürtlerin yarasını dünyaya anlatmaları önem arzetmektedir. Özellikle bu ülkelerde doğan, üniversite okuyan, dil bilen ve yazan gençlerimizin bu konu üzerine fazla eğilerek yazmaları ve Kürtleri anlatmaları hayati önemdedir.